28 Ekim 2012 Pazar

UYGUR KAĞANLIĞI

Ötüken Uygurları (Uygur Kağanlığı)



Ozmış (Wu-su-mi-shih)'ın Kağan olmasıyla 743 yılında Uygurlar, Basmıl ve Karluklar ile birleşip köktürklere karşı sefer düzenlerler ve Köktürk Kağanı'nın Katunu'nu esir alırlar. Yapılan saldırıda Köktürk Kağanı'nın ölmesi üzerine o zamana kadar Uygurların hakimiyetinde olan Basmılların lideri Shie-tieh-shih kendisini Kağan olarak ilan eder. Bölgede kurulan bu yeni Kağanlıkta Uygurlar sol (doğu), Karluklar sağ (batı) Yabguluğu teşkil etmişlerdir. Bunun üzerine Basmılların Kağanı'nı kabul etmeyen Uygurlar, Karlukların da yardımıyla Basmıl Kağanı'nı öldürürler ve Uygur Yabgusu, Kutluk Bilge Kül Kağan unvanını alır. Böylece Ötüken bölgesinde Uygur Kağanlığı kurulmuş olur.


Köktürklerin zayıflamasıyla ortaya çıkan iktidar mücadelesinde iktidarı ele geçiren Uygurlar da tıpkı Köktürkler gibi bir süre diğer akraba boylara hâkimiyetlerini kabul ettirme mücadelesi verirler. Yani tekrar boyları bir araya getirme, istikrarı sağlama, dışa ve içe karşı güçlü olma çabaları dikkati çeker.


Ötüken'de kurulan yeni yönetiminin ilk Kağanı Çin kaynaklarında Ku-tu-lu Pi-Chia Chüeh Ko-han olarak geçen "Kutluk Bilge Köl Kağan"dır. Tang İmparatoru tarafından kendisine "Feng-ı Wang" adı ve daha sonra da "Huai-jen" unvanı verilmiştir. Oğlu Moyun Çor (Mo-yen-ch'o) ile birlikte Uygur birliğini sağlayan Kutlug Bilge Köl Kağan döneminde Uygurların toprakları doğuda Szu-Wei, batıda Altın Dağları ve güneyde de Gobi çölüne kadar uzanır. Uygurlar, o zamanlar "Ordu Balık" denen ve Hunlardan beri bilinen, Kuzey İpek Yolu üzerindeki "Karabalgasun"u kendilerine başşehir olarak geçmişlerdir. Kısa ancak son derece başarılı bir dönemin ardından Kutlug Bilge Köl Kağan 747 yılında vefat etmiştir.


Kutluk Bilge Köl Kağan'ın ölümünden sonra yerine oğlu Moyun Çor tahta oturmuştur.


Sekiz Oğuzları, Dokuz Tatarları, Çikleri, Üç Karlukları, Basmılları ve Türgişleri Kağanlık içine almak ve yönetmek amacıyla çok ciddi mücadeleler veren Moyun Çor, Çin ile olan ilişkilere de dikkat etmiştir. Çin Tang hanedanı döneminde Talas savaşında (751) uğradığı mağlubiyet sonucunda karışmışve kendi problemleriyle meşgul olmak zorunda kalmıştır. Talas savaşının ardından çıkan karışıklığı fırsat olarak değerlendiren Ya-lao-şan / An Lu-shan (Far. parlayan, aydınlık), isyan çıkararak Çin'in başkentleri Lo-yang ve Ch'ang-an'ı ele geçirmiş ve bunun üzerine Çin, Uygurlardan yardım istemek zorunda kalmıştır. Duruma göre uygun bir politika geliştiren Moyun Çor, An Lu-shan isyanını (755-763) bastırmak üzere büyük oğlunu bir orduyla Çin'in yardımına göndermiş ve Uygurların bölgedeki ve Çin üzerindeki nüfuzunun artmasında önemli bir rol oynamıştır.


Moyun Çor'un 759'da ölmesiyle yerine Çin kaynaklarında İ-ti-chien veya Mou-yü şeklinde geçen ikinci oğlu, (Bugu / Bögü) "Tengri Kağan" unvanıyla tahta oturmuştur. Çin'e büyük önem veren ve babasının başlattığı politiklar çerçevesinde Çin'e yardıma devam eden Böğü Kağan, 762'de Shih-Ch'ao-i liderliğinde ortaya çıkan isyanı bastırmak üzere Çin'e gitmiştir. Böğü Kağan'ın Mani rahipleriyle / Moçaklar ile tanıştığı bu sefer, sonuçları itibarıyla Türk siyasi ve kültür tarihinde oldukça önemlidir. Zira, tanıştığı Mani rahiplerini yanına alarak başkente getiren ve bir fermanla Maniheizmi devlet dini ilan eden Böğü Kağan, yaptıklarıyla Uygur sarayındaki Soğd etkisini de arttırmıştır. Bu durumun ilk örneklerinden biri, Soğdların, Çin hükümdarı T'ai-ts'ung'un (762-779) ölümü üzerine yastan istifade ederek Böğü Kağan'ın Çin'i işgal etmesini istemeleridir. Soğdların bu isteğini kabul eden Böğü Kağan, yeğeni ve baş veziri Tun Baga'nın muhalefetiyle karşılaşmıştır. Kağanı ikna edemeyen baş vezir Tun Baga, Bögü Kağanı ve çevresindeki Soğdları öldürtmüş ve "Alp Kutlug Bilge Kağan" unvanıyla tahta geçmiştir. Uygurlarda Kağan ailesinin değişmesine neden olan bu olay, Soğd aleyhtarı, Çin yanlısı yeni bir dönemin de başlangıcı olmuştur.


789 yılında Tun Baga'nın ölümü üzerine yerine oğlu "Ay Tengri'de Kut Bulmuş Külüg Bilge Kagan" (To-lo-ssu) tahta oturmuş ve onun döneminde Beş Balık Tibetlilerden geri alınmıştır. Ay Tengri'de Kut Bulmuş Külüg Bilge Kagan'ın ölümüyle de yerine kardeşi geçmek istemişse de devlet adamları bu durumu kabul etmemiş ve Kağanın oğlu A-Ch'o / Feng-Ch'eng'i çok genç olmasına rağmen tahta oturtmuşlardır. Tahta oturduğunda devlet idaresini kontrol edemeyecek kadar küçük olan A-Ch'o, Tibet seferinden dönen vezir Hsieh Yü chia-ssu (İl Ögesi) desteği sayesinde Kağanlığını sürdürmüştür.

Döneminde Çinliler ile iyi ilişkiler kuran ve Tibet'e yönelik seferleri sürdüren Kağanın 795 yılında ölümünün ardından oğlu olmadığı için yerine Hsieh-t'ieh kabilesinden evlatlık olduğu anlaşılan "Ay Tengride Ülüg Bulmuş Alp Ulug Bilge Kağan" getirilmiştir. Çin kaynaklarında orduya hâkim ve Edizlerden olduğu belirtilen yeni Kağanın "Yaglakar" soyunun unvanını aldığına dair bilgiler bulunmaktadır. Döneminde Karluk isyanını bastıran, Tibetlileri bozguna uğratan ve Kırgızlara karşı önemli bir zafer kazanan yeni Kağan, bir taraftan içeride istikrarı sağlarken, diğer taraftan da kuzeyde Kırgızların elindeki zengin demir yataklarını ve İpek Yolu güzergâhı üzeribdeki Turfan bölgesini ele geçirmiştir. Tahtta kaldığı on yıllık dönemde devletin eski gücünü tekrar kazanmasını sağlayan Ay Tengride Ülüg Bulmuş Alp Ulug Bilge Kağan 805 yılında vefat etmiştir.


Ay Tengride Ülüg Bulmuş Alp Ulug Bilge Kağan'ın ölümünün ardından yerine "Tengride Bolmış Alp Külüg Bilge Kağan" tahta oturmuştur. Tahta geçtikten sonra Kuça'yı Tibetlilerden alan Ay Tengride Ülüg Bulmış Alp Ulug Bilge Kağan döneminde, Mani rahipleri ilk olarak Uygur elçileriyle Çin'e gitmiş ve ibadethaneler kurmuşlardır. 808 yılında Kağanın ölümü üzerine Çin İmparatoru başsağlığı dilemek ve "Ay Tengride Kut Bulmış Alp Bilge Kağan"ı tebrik etmek üzere elçiler göndermiştir.


Ay Tengride Kut Bulmış Alp Bilge Kağan döneminde de Tibetliler ile mücadele devam etmiştir. 813 yılında Uygur Kağanı bir elçilik heyeti göndererek bir Çinli prenses ile evlilik talebini Çin İmparatoru'na iletmiş, ancak teklifinin kabul edildiği sırada kendisi ölmüştür. Bu dönemde siyasî olarak güçlerinin zirvesine çıkan Uygurlar, Maniheizmin Çin'de yayılmasında etkili olmuşlardır. 821 yılının şubat ayında Ay Tengride Kut Bulmış Alp Bilge Kağan'ın ölmesi üzerine yerine Kün Tengride Ülüg Bulmış Alp Küçlüg Bilge Kağan tahta geçmiştir. Hsien-an prensesinin ölümünden sonra iyi akrabalık ilişkilerinin devamını sağlamak amacıyla Uygurlar pek çok kez Çinlilerden prenses istemelerine rağmen onların bu istekleri ancak 820 yılında kabul edilmiştir. Uzun süre bölgedeki dengelere ve Çin'in çıkarlarına göre hareket ederek prensesi göndermeyen İmparator Hsien-tsung bu teklifi kabul etmiş, ancak bu sırada da kendisi ölmüştür. Yeni Çin İmparatoru Mu-tsung ise kız kardeşini Uygur Kağanıyla evlendirmeyi kabul etmiş ve söz konusu evlilik 821 yılında büyük bir törenle gerçekleşmiştir. Bu evliliğin ardından Uygur sarayı karışmış, yönetim zayıflamaya başlamış ve olaylar Çin politikası çerçevesinde gelişmeye devam etmiştir. Çin ile ilişkilere önem veren Uygur Kağanı devletin mevcut durumunu korumaya çalışmışsa da 824 yılında ölmüştür. Kün Tengride Ülüg Bulmış Alp Küçlüğ Bilge Kağan ölünce yerine kardeşi Kasar Tegin, "Ay Tengride Kut Bulmış Bilge Kağan" unvanıyla tahta geçmiştir. Zayıf kişiliğiyle dikkat çeken Kasar Tegin (Hazar Kağan) döneminde Uygur Devlet'i Çin'in kontrolünde gerilemeye devam etmiş ve 832 yılında Hazar Kağan öldürülmüştür. Ay Tengride Kut Bulmış Bilge Kağan ölünce yerine "Ay Tengride Kut Bulmış Alp Külüg Bilge Kağan" unvanıyla He Tegin (Chang-hsin) tahta oturmuştur. Çinin lehine uyguladığı politikalar ve kişiliğinden dolayı Çin kaynaklarında övgüyle anılan Hu Tegin de 839 yılında uygur Nazırı Kürebir'in Şatolar ile başlattığı olaylar sırasında ölmüştür.


Hu Tegin'in ölümünün ardından Kürebir, Ho-sa Tegin'in Kağan olmasını sağlamış, ancak başkent dışında bulunan Uygur generallerinden Külüg Baga bu durumu kabul etmeyerek yüz bin kişilik Kırgız birliğiyle Uygurlara saldırmıştır. Bu olay sonucunda Kürebir ve Ho-sa Tegin öldürülmüş; Kağanlık otağı yakılmış ve Uygurların kontrolündeki boylar dağılmıştır. Böylece Uygurların yarı göçebe, yarı yerleşik imparatorluğu kurulduktan yaklaşık yüzyıl sonra yıkılmıştır. O dönemde yaşamış olan arap yazarı El Cahiz, Uygurların yıkılma nedenini Maniheizme bağlamı ve bu durumu "Tokuz Oguzlar Karluklardan sayı itibarıyla az olmalarına rağmen onlardan daha güçlüydüler fakat Mani dinini kabul ettikten sonra gerilemeye başladılar." şeklinde ifade etmiştir.


Yeni Tang tarihindeki bilgilere göre 839 yılında ortaya çıkan aşırı kar ve soğuklar (ET. yut / Mo. zud), ardından gelen salgın hastalıklar ve açlık Uygurların yıkılma sürecinde etkili olmuştur. Zira günümüzde de aynı coğrafyada kapalı ağıl kültürü olmadığı için, kışın aşırı soğukların olduğu dönemlerde hâlâ binlerce küçükbaş ve büyükbaş hayvan ölmektedir.


Dr. Osman Mert, Ötüken Uygur Dönemi Yazıtlarından; Tes-Tariat-Şine Us

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder